Aort Anevrizması

Faika Hanım’ın hem oğlu hem de kızında aort anevrizması sonrası aort damarının çıkış bölümünde yırtılma dediğimiz ‘diseksiyon’ gelişmiş ve Bentall ameliyatı olmuşlar.

Anneleri için endişelenen çocukları, haklı olarak önce randevu alıp poliklinik muayenesine geldi.

Getirdikleri raporlarda annelerinin aort damarının çıkış bölümünde genişleme ve aort kapağında ciddi kaçak vardı.
Ameliyat hazırlığı için anjiyo yaptırdığımızda, hastamızın LAD dediğimiz koroner damarında da ciddi daralma tespit ettik ve operasyon kararı aldık. ✂️

Ameliyatta BENTALL tekniğini uyguladık. ️
•⁠ ⁠Önce problemli aort kapağını değiştirdik.
•⁠ ⁠Daha sonra aort anevrizmasını yapay damarla değiştirip, koroner damarlarının çıkış bölümünü buton olarak hazırlayıp yapay damara diktik. ✂️

Ameliyatın son aşamasında ise LİMA yani meme damarı ile koroner by-pass operasyonunu gerçekleştirdik.
Faika Hanım, oğlu ve kızı ile ailecek ‍‍‍ çok ciddi ve riskli bir seri açık kalp ameliyatı geçirdiler.
Bazı kalp hastalıkları genetik geçişlidir , dolayısıyla bu hastalıkların erken teşhis ve tedavisi de hayat kurtarıcıdır. ⏰

 

Aort Anevrizması ve Koroner Arter Hasatalığında Bentall Tekniği: Ahmet Bey’in Hayat Kurtaran Kalp Ameliyatı

Ameliyatın Teknik Detayları ve Bentall Yöntemi

Ameliyat sırasında Prof. Dr. Bakır, Bentall prosedürü olarak bilinen ileri bir teknik uygulamıştır. Bentall prosedürü, aort kökü ve aort kapağı problemlerinin cerrahi olarak düzeltilmesi gereken durumlarda tercih edilen bir yaklaşımdır. Bu işlem sırasında:

  1. Aort Kapağının Değiştirilmesi: İlk olarak, hastanın problemli aort kapağı çıkarılmış ve biyolojik veya mekanik bir protez ile değiştirilmiştir. Bu adım, kapak işlev bozukluğunu gidererek kanın kalpten vücuda doğru düzgün akışını sağlamayı amaçlar.
  2. Aort Anevrizmasının Onarımı: Ardından, genişlemiş ve yapısal olarak zayıflamış olan aort bölümü çıkarılarak yerine sentetik bir greft (yapay damar) yerleştirilmiştir. Bu işlem, damarın gelecekte yırtılma riskini ortadan kaldırır.
  3. Koroner Arterlerin Yeniden Bağlanması (Reimplantasyon): Koroner damarların aort ile birleşim noktaları cerrahi olarak ‘buton’ adı verilen teknikle hazırlandı ve yapay damara dikildi. Bu, kalbin kendi damarlarına kan akışının sağlanması için hayati öneme sahip bir adımdır.

Koroner Bypass ile LIMA Kullanımı

Ameliyatın son aşamasında, Ahmet Bey’in LAD damarındaki daralma sebebiyle meme damarı (LIMA – sol iç meme arteri) kullanılarak koroner bypass işlemi gerçekleştirildi. Bu teknik, koroner arter hastalıklarında en etkili yöntemlerden biri olarak kabul edilir ve hastanın kalp kasına yeterli kan akışını yeniden sağlamak için kullanılır.

Ameliyat Sonrası Durum ve Beklenen Sonuçlar

Ahmet Bey’in ameliyatı başarılı geçmiş ve ameliyat sonrası dönemde herhangi bir komplikasyon yaşanmamıştır. Bu müdahaleler sonucunda, aort yırtılması riski ortadan kaldırılmış, kalbin kan pompalama fonksiyonu düzeltilmiş ve koroner arterlerin kan akışı yeniden sağlanmıştır. Ahmet Bey, ameliyat sonrası dönemde günlük yaşamına ve spor aktivitelerine dönebilir, artık kalp sağlığı konusunda daha az endişe duyarak hayatını sürdürebilir.

Prof. Dr. İhsan Bakır ve ekibinin uyguladığı bu kapsamlı cerrahi yöntemler, ileri kalp cerrahisi alanında yetkin bir yaklaşımı temsil etmekte ve hastalara umut ışığı olmaktadır.

Çocuklarda Doğumsal Kalp Hastalıkları

Çocuklarda Doğumsal Kalp Hastalıkları, doğumsal kalp hastalıkları ile doğmakta maalesef bu bebeklerimizin 3000 kadarını ameliyat edebilmekteyiz kalanları...

Türkiye’de yaklaşık 6000 bebeğimiz doğumsal kalp hastalıkları ile doğmakta. Maalesef bu bebeklerimizin neredeyse 3000 kadarını ameliyat edebilmekteyiz. Kalanları bir sonraki seneye devretmek zorunda kalıyoruz ve bunların içinde ritim problemi, yani konjenital ritim problemi olan hastalarımız dahil değil. Peki bu çocuklarımız ne oluyor? Ciddi ritim problemi olan hastalarımız ileriki yaşlarda ani ölümlerde karşılaşabilmekte. Bugün medyada izlediğimiz top oynarken, okula giderken, arkadaşlarıyla oyun oynarken vefat etti veya spor yaparken vefat etti, kalp krizi geçirdi diye verilen haberlerin hepsi, maalesef aritmi teşhisi konulmuş konjenital kalp hastalığı olan çocuklarımız. Peki bu hastalarımız için ne yapabiliriz, nasıl tedbir alabiliriz derseniz, okul çağına gelmeden önce mutlaka çocuk kardiyolojisi olan bir merkezde bu çocuklarımızın tahlil edilmesi gerekiyor.

Nedir bu tahliller?

Basit bir EKG ile, aslında hiçbir riski olmayan, çocuklarımıza zarar vermeyen bir EKG elektrokardiyografi çekilerek ritim problemleri olup olmadığı teşhis edilebilir. Teşhis edilen çocuklarımıza ileri tetkik yapılabilir. 24 saatlik holter tetkiki dediğimiz, çocuklarımızın üstünde 24 saat kalan bir cihazla bir kayıt sistemi. Bu kayıt sistemi neticesinde eğer ritim problemi varsa bir sonraki evreye geçilir.

Teşhis yapıldıktan sonra tedavi seçenekleri

Çocuklarımızı ritim problemlerinden korumak için, içinde kafein olan içecekler vermeyiz. Çok basit bir uygulama aslında. Çünkü kafein ritim problemlerini tetikleyebilir. Kola vermememiz gerekir. Böyle çocuklara ikinci aşaması ise tedavi aşaması, korumadan sonra ilaç vereceğiz. İlaçla baş edemediğimiz vakalarda da artık Anjiyo salonunda Radyofrekans Ablasyon veya Criyoablasyon dediğimiz yakma ve dondurma işlemleri yapılır. Bu çocuğun hayatını kurtarır. ileriki zamanlarda 50’li yaşlarda 60’lı yaşlarda bile çıkabilecek bu problemleri siz 12-13-15 yaşlarında tedavi edebilirs ve topluma sağlıklı bireyler kazandırırsınız.

Kalp Krizi Esnasında Neler Yapılmalıdır?

KALP KRİZİ ESNASINDA NELER YAPILMALIDIR?

Sakin bir şekilde panik yapmadan fazla hareket etmeden ambulansı aramak ve adresi doğru bir şekilde verdikten sonra bir yakınınızı veya komşunuzu çağırmak ve efor sarfetmeden ambulansı beklemek faydalı olur. Böyle bir durumda bünyesinde kalp krizine müdahale edebilecek donanımı olan en yakın sağlık merkezine hastalarımızın nakledilmesi gerekiyor. Bünyesinde anjiyo salonu olmayan bir merkeze hastanın nakledilmesi altın değerindeki vakit kaybı demektir. Kalp krizinde ilk 2 saat çok kıymetlidir çünkü demin söylediğim kalp krizi olduğu zaman kalp dokusu canlılığını kaybettiği için bu ilk 2 saatte hasarı azaltmak için ne kadar erken müdahale edersek kurtarabildiğimiz alanda o kadar fazla oluyor. Peki ne yapabiliriz? Bu esnada belki bir Aspirin içirmenin faydası olabilir. 2 tane aspirinin hiçbir zararı yok üst üste alabilirsiniz ama dediğim gibi en yakın sağlık merkezine ulaşmanız sizin için hayatidir. Üst üste kontrolsüz bir şekilde tansiyon düşürücü ilaç almakta ölümcül olabilir, tansiyon kontrolü yapmadan bu tür ilaçlar alınmamalıdır.

KALP KRİZİ  SONRASI GÖRÜLEN KOMPLİKASYONLAR NELERDİR?

Kalp krizi ile birlikte başka ciddi komplikasyonlar neler olabilir işte bizim transmural enfarktüs dediğimiz kalp kasının bütün katmanlarının hasar gördüğü durumlarda çok kritik hayati ölümcül komplikasyonlar ortaya çıkabiliyor. Nedir bunlar?

  1. Bunlardan birisi bizim interventriküler septum dediğimiz her iki karıncığın arasında bulunan duvarda delik meydana gelebiliyor. Yani bizim doğumsal kalp hastalıklarında gördüğümüz delik, enfarktüs sonrası ilk 24 saatte genellikle oluşabiliyor ve hasta da ciddi akciğer ödemi ile nefes almada çok ciddi problemler ve şok tablosu, düşük tansiyon ortaya çıkabiliyor. Bunun İlla da ilk 24 saatte olması gerekmiyor genelde kriz sonrası 3 ile 5. günler arasında bu komplikasyonlar ortaya çıkabiliyor. Bu konuda hem hastalarımızın hem de doktorlarımızın çok dikkatli ve uyanık olmaları gerekiyor. Demek ki kalp krizinden sonraki ilk 24 saatten sonra ciddi nefes darlığı ve düşük tansiyon yani şoka giden tablo çok önemli bir şekilde ciddi bir şekilde irdelenmesi gerekiyor.
  2. Diğer ikinci önemli komplikasyon mitral kapakta ciddi yetmezlik olabiliyor yine bu da krizden sonraki günlerde bir haftaya kadar ortaya çıkabiliyor. Kalp kasındaki özellikle bizim mitral kapağı tutan papiller adelelerdeki enfaktüsler sonucu yırtılmalar veya oradaki Mitral kapağı destekleyen kordalarda kopmalar olduğu zaman çok ciddi mitral kapak yetmezliği ile hastalarda yine akciğer ödemi ve ciddi nefes darlığı gelişebiliyor. Ventükülün aşırı derecede genişlemesi ve ciddi kalp yetersizliğinde de Mitral kapak yetmezliği ortaya çıkabiliyor Burada da tabii tanı araçları çok önemli rol oynuyor. Bizim ekokardiyografi dediğimiz cihaz bu komplikasyonun ayrıca tanısında altın standarttır.
  3. Bunun dışındaki önemli bir komplikasyon da serbest duvar rüptürü dediğimiz gerçekten çok ani seyreden ve ölümcül bir komplikasyon. Tabi hastalarımızın çoğuna ülkemizde erken bir şekilde kateter salonuna alınıp stentleme veya balonlama işlemi yapıldığı için bu komplikasyon son zamanlarda giderek azaldı. Buradaki en önemli sorun serbest duvar rüptürü ile kanın perikart boğuştuğuna yani kalp boşluğuna dolarak kalbin tamamen hareketsiz kalması ve tansiyonun çok düşük düzeylere inmesidir. Burada mutlaka acil bir cerrahi girişimin yapılması gerekiyor. Mitral kapak yetmezliğinde, serbest duvar rüptüründe ve ventriküler septumdakil defekt yani delik gibi komplikasyonlarda tanı konar konmaz mutlaka acil cerrahi girişim yapılması gerekiyor. Bunların ilaçla veya stentle tedavisi mümkün değil. Bazen bu kalpteki oluşan deliği kardiyologlar özel cihazlarla kapatabiliyorlar. Fakat onların sonuçları da cerrahi kadar maalesef iyi değ
  4. Son komplikasyon da ventritükül anevrizmaları. Kalp kasındaki tüm katların zarar görmesi sonucu karıncık duvarında gelişen baloncuklaşmaya yani serbest duvarda sol ventrikül anevrizmalarında da mutlaka cerrahi girişim yapılmasında fayda var. Çünkü sol ventrikül fonksiyonunu giderek bozan bir komplikasyondur ve ölümcül ritim problemleri de eşlik edebilmektedir. Bu hastalarımızda baloncuklaşan bölgeyi açık kalp ameliyatı ile çıkarıp eş zamanlı olarak baypas ameliyatı ile birlikte gerçekten yüz güldürücü sonuçlar alıyoruz.

Kalp Krizinin Belirtileri Nelerdir?

kalp krizi belirtileri nelerdir

KALP KRİZİNİN BELİRTİLERİ NELERDİR?

Herhangi bir şekilde kalbimizi besleyen atardamarlarda ani tıkanıklık veya daralma kritik seviye geldiği zaman ki  bu genelde %70 ve üzeridir, krizin belirtileri başlıyor nedir bunlar? Hepinizin çok iyi bildiği göğüs ağrısı ama bu ağrı hareket etmekle üzerine dokunmakla, basmakla artan veya azalan geçen bir ağrı değil yani eklem ağrısı kas ağrısı değil. Bu baskı tarzında insanın üzerine bir ağırlık oturmuş gibi bir baskı tarzında olabiliyor veya yanma tarzında olabiliyor veya hiçbir şekilde şeker hastalarında olduğu gibi belirti vermeden sessiz bir şekilde enfarktüs geçirebiliyor hasta.

Peki, bu ağrı ne kadar sürüyor bu baskı ve yanma tarzındaki ağrılar genellikle 3-5 dakika sürüyor. 3 dakikanın altında olmuyor. 10-15 dakikaya bazen yarım saate kadar uzayabiliyor ve bu ağrılar dinlenmekle istirahatle veya kalbin damarları genişletici ilaçlarla toparlayabiliyor geçebiliyor. Hastalarımızın sol kolunun iç kısmına avuç içinden omuzuna kadar boylu boyunca, sırtına, çenesine, boynuna mide bölgesine, anlattığım tarzda ağrılar yayılabiliyor. Sadece göğüs bölgesinde olmuyor bu ağrılar veya aynı anda birçok bölgede olabiliyor veya tek bir bölgede özellikle sol kolun iç tarafına yayılan uzanan en çok görülen ağrılar şeklinde olabiliyor. Yani kişisel farklılıklar olabiliyor ağrının lokasyonu ve formu ile ilgili. Peki, bunun dışında ne olabiliyor? Kalp krizi esnasında hastalarımızda mide bulantısı kusma terleme ve nefes darlığı gelişebiliyor. İşte böyle bir durumda sessiz enfarktüs dediğimiz yani şeker hastalarının kalp krizi nasıl belirti veriyor? İşte göğüs ağrısı olmadan nefes darlığı terleme bulantı ve kusma halinde ve tansiyon düşüklüğü eşlik ettiği durumlarda hastalarımızın ve yakınlarının çok bilinçli ve uyanık olması gerekiyor. Bütün bunlara ölümcül ritim problemleri ve çarpıntılar da eşlik edebilir.

Kalp Krizine Götüren Risk Faktörleri Nelerdir?

Sevgili dostlar selamlar

Yeni bir konu ile yine birlikteyiz. Bugünkü konumuz kalp krizi ve kalp krizinin komplikasyonları.  Çok ciddi komplikasyonları var kalp krizinin. Neden 2 hafta boyunca bu konuyla ilgili bu konunun üstünde durduğuma gelince biliyorsunuz covid salgını nedeni ile şimdiye kadar ülkemizde 8 binin üzerinde bir vefat var, ölüm var ve bu sayı giderek artıyor fakat benim üzerinde ısrarla vurguladığım belirttiğim konu kalp krizi kaynaklı ölümler corona’nın nerdeyse 10 katı. Kabaca ülkemizde her sene 500 bin vefat oluyor, can kaybı oluyor bu 500 binin yüzde 40 yani 200 bin kadar vefat dolaşım sistemi kaynaklı yani kalpteki bir pıhtının beyine atıp felç geçirmesi veya beynimizdeki damarlardaki doğumsal kaynaklı nedenlerle felç geçirmesi sonucu veya böbrek damarlarındaki rahatsızlıklar nedeni ile hastalarımız kaybediliyor ve bu 200 binin de yaklaşık yüzde 40’ı nerdeyse 80 bin 90 bin kadar ölümde maalesef kalp krizi sonrası gerçekleşiyor, evet neden gerçekleşiyor bu ölümler, önlenebilir mi ?

KALP KRİZİNE GÖTÜREN RİSK FAKTÖRLERİ NELERDİR?

Evet neden gerçekleşiyor bu ölümler ? Maalesef ülkemizdeki en büyük neden sigara içiciliği tütün bağımlılığı. Sadece sigara olarak bakmayın işte purosundan piposuna kadar kahvelerdeki tütün kullanımına kadar nargilesine kadar etken olabiliyor. O nedenle Elimizde olan en azından risk faktörlerini azaltabilirsek bu 80- 90.000 ölümü de azaltabiliriz. Bakın covid nedeniyle 10-15 bin ölüm bekleniyor 1 senede ama kalp krizi nedeniyle kaybettiğimiz canlar bunun 10 katı neredeyse, yüzbinleri konuşuyoruz. Dünyada en çok öldüren hastalık maalesef kalp ve dolaşım sistemi kaynaklı hastalıklar ve kanseri geçmiş durumda. Kalp krizinin nedenleri ise söylediğimiz sigara bağımlılığı sigara içiciliği bu önlenebilir bir risk faktörü ikincisi şeker hastalığı yine bu da kontrol altına alınabilir, 150 miligram desilitrenin  mutlaka altında tutulması gerekiyor şekerin. Üçüncü bir neden yüksek kolesterol dördüncü neden tansiyon hastalığı bir başka neden de statik bir hayat yani durağan bir hayat yani hayat tarzımızı mutlaka durağandan hareketli bir forma sokmamız gerekiyor. Bunun için ne yapacağız, en az haftada 3 kez yapabildiğimiz kadar dışarı çıkıp açık havada egzersiz yapacağız, yürüyeceğiz. Böyle bir imkanım yok diyenlere pratik bir bilgi vereyim varsa her gün arabanızı kendiniz yıkayın, yeterli egzersiz yapmış olursunuz.

Risk faktörlerini saydık, önleyebileceğimiz kontrol altına alabileceğimiz risk faktörlerinin sonuncusu stres faktörü. Stresle mücadele biraz ruh sağlığını da ilgilendiriyor ve etkiliyor o nedenle profesyonel bir desteğin faydası olur zararı olmaz. Bir de hiçbir şekilde kontrol altına alamayacağımız ailevi, genetik risk faktörü var ki buna müdahale edemiyoruz. Bu alın yazısı dediğimiz hadise. Peki şimdi kalp krizi nasıl oluşuyor? Biraz da bundan bahsedelim. Vücuttaki diğer organların olduğu gibi kalbimizi de besleyen kendi damarları var. Bu damarlardan özellikle kalbe temiz kan sağlayan atardamarlarda demin saydığım risk faktörleri nedeniyle bazı kireçlenmelerin yaptığı daralmalar veya kolesterol plaklarının yerinden kalkması nedeniyle damarda tıkanmalar meydana gelebiliyor. İşte bu tıkanmalar neticesinde kalp kası oksijensiz kalıyor, beslenemiyor ve zarar görmeye başlıyor.

Burada saniyelerin, dakikaların çok büyük önemi var. Bunun nedeni kalp kası öldüğü zaman kendini onaramıyor, yenilenemiyor. Kriz esnasında ani ölümler de olabiliyor. İşte bu nedenle kalp krizinin belirtilerini vatandaşlarımızın çok iyi bilmesi gerekiyor.

Bypass Ameliyatı Kalp Krizinin Komplikasyonlarından Korur Mu?

Bypass ameliyatı

BYPASS AMELİYATI KALP KRİZİNİN KOMPLİKASYONLARINDAN KORUR MU?

Kalp krizi geçirmeden önce ameliyat yaptırma şansını yakalamış olabilirsiniz. Kritik darlıklar olduğu için yaşam kalitesini ve ömrü uzattığı bilimsel olarak kanıtlandığı için bu ameliyat yapılmıştır. Baypas yapıldıktan sonra da eğer hastalarımız kendisine dikkat etmezse sigara içmeye devam ederse, kan basıncını, kolesterolünü ve kan şekerini takip etmezse baypas yaptırmış olsanız bile bu damarlar tekrar tıkanarak yeni bir kalp krizi ile yeni sorunlarla karşılaşabilirsiniz. Baypaslı bir kişi Kalp krizi geçirdikten sonra demin söylediğim 4 komplikasyonla karşılaşma riski maalesef vardır.

KALP SAĞLIĞI İÇİN NE ZAMAN KONTROLE GİTMELİYİM?

Özellikle ailesinde risk faktörü olan hastalarımız erken kontrole gidecekler. 30-35 yaşından sonra kolesterol, kan şekeri ve kan basıncını kaydedip kontrol altında tutulmasında fayda var. Tütün kesinlikle kullanmayacak, senelik kontrollerine giderek laboratuar tetkiklerini yaptırmaları gerkiyor. Kolesterol vücut için faydalı bir yapı taşıdır onun da belli bir seviyede bulunması gerekiyor ama normalin üzerinde bulunduğu zaman kalp damarlarında kireçlenmeler tıkanmalar veya plakların kopması ile ciddi kalp krizlerine neden olabiliyor.  Bu ilaçların faydası kanıtlanmış ve ispatlanmıştır. Bilimsel olmayan yazılarla ve kendini diyetisyen olarak lanse eden insanların sözlerinden lütfen uzak durun bilime kulak verin.

 

KALP KRİZİ SONRASI KORONER BYPASS AMELİYATINDA ROBOTİK CERRAHİ KULLANILIYOR MU?

İman tahtasını kesmeye gerek kalmadan sol memenin altında küçük bir kesi yardımı ile atan kalpte koroner bypass ameliyatını Da Vinci robotu yardımı ile gerçekleştiriyoruz. İman tahtası kesilmediği için iyileşme süresi çok hızlı oluyor ve ağrı şikayetleri daha az oluyor. Hastalar 1 gün yoğun bakımda 3 gün serviste kalıp hastaneden taburcu olabiliyor. Hastalarımız ameliyattan 1-2 hafta sonra sosyal hayatlarına, gündelik işlerine ve cinsel hayatlarına sorunsuz başlayabiliyorlar. Hastalarımıza, ameliyattan önce yaptığınız bütün faaliyetleri yapmanızda bir sakınca yok diyerek taburcu edebiliyoruz. Konvansiyonel yani klasik yöntemle iman tahtasını keserek yapılan ameliyatlarda bu süre iki ayı bulabiliyor. Uygun hastalarda robotik cerrahinin konforunu ve rahatlığını bypass olacak hastalarımıza yaşatmak dileği ile Sağlıcakla kalın.

İman tahtasına neşter vurmadan robotik cerrahi bypass ameliyatı

Genellikle açık cerrahi ile yapılan bypass ameliyatlarında, robotik cerrahinin de son yıllarda kalp ameliyatlarında kullanıma girmesiyle hastalar artık daha konforlu bir ameliyat süreci geçirebiliyor. Bypass ameliyatının Da Vinci robotuyla yapılabilmesindeki en büyük avantaj, çok küçük bir kesi ile yapıldığı için iyileşmenin de çok hızlı olması. İstanbul Tıp Fakültesi kalp Damar Cerrahisi Anabilim Dalı’ndan Robotik kalp Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. İhsan Bakır, damar tıkanıklığının cerrahi tedavisinde robotik ameliyatların yerini anlattı.

Robotik cerrahide birkaç küçük kesiden vücuda endoskopik bir kamera sokuluyor; cerrah, bu görüntü eşliğinde konsoldaki robot kollarını yöneterek ameliyatı gerçekleştiriyor. Görüntü 16 kat büyütüldüğü için en ufak ayrıntıyı dahi görebiliyorsunuz. Robot kolları insan elinin
yapabileceğinden daha fazla hareket yapabiliyor. Yaklaşık 540 derecelik bir dönüş hareketini robot kollarıyla yapmak mümkün.

Her şeyden önce hasta hızlı iyileştiği için psikolojik olarak da daha hızlı toparlanıyor. Göğüs kemiğini açtığımız açık cerrahi sonrası hasta hem görsel olarak olumsuz etkileniyor hem de sonraki hayatında sürekli olarak bu ameliyatı hatırlaması psikolojisini olumsuz etkiliyor. Ayrıca küçük kesi sayesinde daha az kan kaybı, daha az ağrı, daha kısa yoğun bakım süreci ve hastanede kalma süresi, diğer avantajları arasında. Hastalar 10-15 günde normal hayatlarına dönebiliyor. Hatta ameliyattan sonra evine kendi kendine gidebilecek durumda oluyor.

Örneğin açık ameliyattan sonra en az bir ay araç kullanımını yasaklıyoruz. Bu büyük ameliyatla açılan ve tekrar kapatılan göğüs kemiğinin herhangi bir darbe ile zarar görmemesi gerekiyor çünkü. Tabii ki her hastaya robotik ameliyat yapma şansınız yok. Örneğin bypass’ta hastanın çok yaygın bir damar hastalığı varsa robotik ameliyat yapmak çok avantajlı değil. Hasta seçiminde ilk kriter şayet robotik ameliyatta açık ameliyatla aynı kalitede sonuç alınabilmesidir. Aynı anda 4-5 damarına müdahale edilmesi gereken hastalar, daha önceden geçirilmiş bir akciğer hastalığı ve akciğerin bulunduğu boşlukta yapışıklıklar olan kişiler, kalp zarında yapışıklık olanlar, robotik cerrahiye asla uygun olmayan hastalardır.

Bugün Günlerden Kalp

Dünya Kalp Federasyonu tarafından 29 Eylül tarihi Dünya Kalp Günü olarak belirlendi. Tüm dünyada her yıl yaklaşık 18 milyon insan kalp damar hastalıklarına bağlı olarak yaşamını yitiriyor. Dünyadaki tüm ölümlerin yüzde 31’ini kalp damar hastalıkları oluşturuyor. Bu sayı HIV /AIDS hatta sıtmaya bağlı ölümlerin toplamından bile daha fazla. 2030’da ise 22 milyonu geçeceği düşünülüyor. Daha çok kalp krizi ve felç olarak görülen kalp damar hastalıkları için risk faktörlerinin başında ise sigara, sağlıksız beslenme, fiziksel hareketsizlik ve alkol geliyor. Bunlar yüksek tansiyon, yüksek kan şekeri, aşırı kilo ve obeziteye de yol açarak kalp hastalıkları açısından risk yaratır.

Dünya Kalp Günü ile insanları yaşam tarzında değişiklikler yapmaya teşvik ederek ve kalp hastalıkları konusunda bilinçlendirme kampanyaları amaçlanmıştır. Ölümlerin yüzde 6’sı hareketsiz yaşamdan kaynaklanıyor. Günde 30 dakika süreyle yapılan egzersiz aktiviteler (tempolu yürüyüş gibi), kalp hastalığı ve inme riskini azaltır. Fiziksel aktivite mutlaka ağır egzersiz yapmayı gerektirmez. Yakınınızdaki fiziksel aktivite olanaklarını araştırın. Meyve ve sebzeler açısından zengin, kalp sağlığı dostu bir beslenme şeklini benimseyin. Şekerli gıdaları birden kesmektense, meyvelerle bu geçişi sağlayın.

Sağlıklı gıdaları çocuklar için de ilginç hale getirin. Tuz tüketimini günde toplam 5 gramla (bir tatlı kaşığı) sınırlandırın. Porsiyonlarınızı küçültmek için daha küçük tabaklar kullanın; tükettiğiniz meyve ve sebze porsiyonlarının et ya da karbonhidratlı gıdalardan daha fazla olmasını sağlayın. Sigaraya hayır diyin. Düzenli sağlık kontrollerinden geçmek de çok önemlidir. Kan basıncı, kolesterol ve glukoz düzeylerinizi, kilonuzu ve beden kitle indeksinizi ölçtürün. Toplam kardiyovasküler hastalık riskinizi öğrendikten sonra, kalp sağlığınızı iyileştirmek için daha elle tutulur bir plan yapabilirsiniz.

ATRİYAL FİBRİLASYON

Atriyal fibrilasyon, felç, kalp yetmezliği ve kalple ilgili diğer komplikasyon risklerini de artırabilen bir kalp ritim bozukluğudur. Klinik uygulamada en sık görülen ve hastaneye yatış nedenleri arasında da ilk sıralarda yer alan önemli bir sorundur. Atriyal fibrilasyonun yaygınlığı yaşla birlikte artar.
Kalbin her atışında önce kalbin iki üst odacığı (atriyumlar), ardından iki alt odacığı (ventriküller) kasılır. Bu kasılmaların zamanlaması sorunsuz olduğunda kanın pompalanması da sağlıklı olur. Kalp kasılmalarının zamanlaması, kalbin elektrik sistemi tarafından yönetilir. Elektriksel uyarı (impuls) ise sağ atriyumda yer alan “sinoatriyal düğüm”de (SA düğüm) başlar. Normalde SA düğüm, uyarıların hızını kişinin aktivitesine göre ayarlar. Örneğin egzersiz sırasında uyarı hızını artırır, uyku sırasında azaltır. Buna “normal sinüs ritmi” denir. Normal kalp, dinlenme sırasında yaklaşık olarak dakikada 60 ila 100 kez atar. Atriyal fibrilasyon durumunda ise elektirik ritmini SA düğüm yönetemez, birçok farklı uyarı bir anda verilerek, atriyumlarda çok hızlı ve düzensiz bir ritim meydana gelir. Bu nedenle de atriyumlar kasılamaz veya kanı etkili bir şekilde pompalayamaz. Atriyumlardaki uyarıların sayısı dakikada 300 ila 600 atımı dahi bulabilir.

Nedenleri:
Atriyal fibrilasyonu tek bir nedene bağlamak zordur. Pekçok durum atriyal fibrilasyona yol açabilir. Bunlar;
Hipertansiyon
Koroner arter hastalığı
Kalp kapağı hastalığı
Kalp ameliyatları
Kronik akciğer rahatsızlığı
Kalp yetmezliği
Kardiyomiyopati
Doğumsal kalp hastalıkları
Akciğer embolisi

Genellikle vakaların yüzde 10’unda, altta yatan bir kalp hastalığı yoktur. Bu vakalarda alkol veya aşırı kafein kullanımı, stres, bazı ilaçlar ve elektrolit dengesizlikleri ritim bozukluklarına yol açmaktadır.

Tehlikeli mi?
Atriyal fibrilasyonun kendisi genellikle hayatı tehdit etmemesine rağmen, bazen acil tedavi gerektiren ciddi bir tabloya yol açabilir. Atriyal fibrilasyon ile ilgili en büyük endişe, kalbin üst bölümlerinde kan pıhtılaşması riskidir. Kalpte oluşan bu kan pıhtıları diğer organlara taşınarak kan akışını bloke edebilir ve inme gibi ciddi tablolara yol açabilir. Atriyal fibrilasyonu olan hastalarda inme riski 5 ila 7 kat daha fazladır. Ayrıca böbrekler, kalp, bağırsaklarda da pıhtı nedeniyle ciddi hasarlar ortaya çıkabilir. Kalbin pompalama yetisindeki azalma ve düzensizlik kalbin daha az etkili çalışmasına neden olabilir. Bu durum uzun sürerse kalp ciddi düzeyde zayıflayabilir ve kalp yetmezliği ortaya çıkabilir.
Belirtiler:
Hastalık hiçbir belirti göstermeyebilir. Belirti görülen vakalarda ise şu değişimler dikkat çeker:
Kalp çarpıntısı (Göğüste ani vuruş veya kanat çırpıntısı hissi)
Enerji yokluğu veya aşırı yorgunluk hissi
Sersemlik hissi veya bayılma
Göğüste ağrı, basınç veya rahatsızlık
Nefes darlığı

Atriyal Fibrilasyonda cerrahi tedavi:
Yaşam kalitesini ciddi oranda olumsuz etkileyen, kalp yetmezliğine varan tablolara yol açabilen atriyal fibrilasyon tedavisinde ilaçlar her zaman yeterli olmayabilir. Tedavide hedef, normal bir kalp ritmini (sinüs ritmi) yeniden sağlamak, kalp hızını kontrol etmek, pıhtıları önlemek ve inme riskini azaltmaktır.

İlaçlara rağmen devam eden inatçı atriyal fibrilasyon, başarısız kateter ablasyonu, sol atriyumda kan pıhtısı bulunması, inme öyküsü, genişlemiş sol atriyum gibi tablolarda cerrahi tedavi şarttır. Atriyal fibrilasyon genellikle “Maze prosedürü” ile cerrahi olarak düzeltilmeye çalışılır. Maze prosedüründe sol ve sağ atriyumda bir dizi hassas kesi veya lezyon yapılarak, elektriksel uyaranların yönü kontrollü olarak kısıtlanır. Böylece anormal uyarıların atriyumları etkilemesini ve atriyal fibrilasyona neden olmasını engeller. Radyofrekans, mikrodalga, lazer, ultrason veya kriyotermi (dondurma) yoluyla iletim blokaj hatları oluşturmak üzere tasarlanmış yeni nesil teknolojilerle yapılabilmektedir. Aslında en basit tabirle “kalp dokusunda kontrollü yara izi oluşturulması”dır. Bu işlemlerin çoğu minimal invaziv (küçük kesili cerrahi işlemler) tekniklerle yapılır. En uygun prosedürü hastanın durumuna göre doktoru belirlemelidir. Eğer bir hastada atriyal fibrilasyon varsa ve diğer kalp sorunlarının (kapak hastalığı veya koroner arter hastalığı) tedavisi için cerrahi gerekiyorsa, aynı ameliyat sırasında atriyal fibrilasyon tedavisi de gerçekleştirilebilir.